29 Eylül 2009 Salı

Pen!



yazabilirim tüm sevdiklerime
ten mürekkebimden divitle
aşkın yazılmamış tüm kitaplarını.

şüphem var yine de
çevirip sayfalarımı okumaya
yeter miydi acaba dudakları?

28 Eylül 2009 Pazartesi

Aşk'tır


Aşk'tır,
bizi
üretken
kılan.
tüketirken,
ikimizi.

Aşk'tır,
tüketirken
üreten.
bizden,
bizi.

Aşk'tır
siz'den
biz
yapan
ikimizi...

27 Eylül 2009 Pazar

Şiir değildi, olması da gerekmiyordu


Yaşamak kadar en az onunla
ölmeyi de düşleyemiyorsan
ve birlikte gömülmeyi hatta
birlikte çürümeyi bir mezarlıkta

ürkütmüyorsa onsuz kalmak,
gözlerini yiyen bir karınca kadar.
Ürkütmüyorsa sesini duyamamak,
göklerin ve nehirlerin uğultusu kadar.

Adı kulaklarında çınlamıyorsa henüz
her gün duyduğun sesler kadar olsun
bir şarapnel gibi göğsüne batmıyorsa
aşk acısı. kanatmıyorsa yüreciğini.

Yattığında uyuyabiliyorsan rahatça
ve uyanmıyorsan bir gece yarısı
aniden telaşla sıçrayıp yataktan
onun adını peşpeşe sayıklayarak

sevdikleri sevdiğin olmamışsa
sevmediklerini seviyorsan hala
yemediğini yiyor, içmediğini içiyorsan
onsuz nefesler, kesmiyorsa soluğunu

erkeksen ama gözünde yaş yoksa
düşündüğünde her zerren uykudan
onunla birlikte uyanmıyorsa birden
ve zihnine hayaller hücum etmiyorsa
çıkıp peşpeşe, sakladığın kuytulardan.

Aklını yediğin zamanlar olmuyorsa
peynir ekmek gibi, onu düşünmekten
su gibi susuzluğunu hissetmiyorsan
ekmek gibi, muhtaç değilsen hani
ve hava gibi içine çekmiyorsan onu

yavrusunu kaybetmiş bir köpek gibi
yüzünden okunmuyorsa yokluğu
özlem dediğinde içinde büyümüyorsa
özlemler. Arzu dediğinde, arzuların.

Kalk gidelim demiyorsa duyguların
bir anda yola düşesin gelmiyorsa
telefona çalacak diye, elin gitmiyorsa
hayalini görmüyorsan güpegündüz.

Henüz âşık değilsin dostum,
aşık değilsin, dengini bulmamışsın henüz...

26 Eylül 2009 Cumartesi

Gülmelek, gül bebek


Ne çok ağlıyorsun
gül artık. gül, bebeğim.
bak gülmezsen,
hüzün kardeşine küseceğim.

gül artık. adını gül koyduğum
gül artık. gülüşüyle doyduğum

gül çiçeğim, gül bebeğim
gül yarınım, geleceğim.

sen güllerin perisi
sen gülün ta kendisi...

uykusuz


Kaçırmışım batan güneşi
pencerem açık kalmış
üşümüşüm, bilmemişim
bu gece yorganım olup,
üstümü de örtmemişsin...

kalktım,
şimdi pencereden sana baktım
öylece uyumuşsun, zamansız
yüreğimin tüm ışıklarını yaktım
düşlerini aydınlatsın apansız...

24 Eylül 2009 Perşembe

Çitlenbik


Ne haşlanmış yumurta severim
ne üfleyerek yemeyi
herhangi bir yemeği

dudaklarımı yakan
ince belli bardakça çay
kokusuyla tadıyla dem

ay! sıcak denilince
bir tek seni bilirim ben

bir de;
fırından taze çıkmış pidem...


------------------------------------
hamiş: baktığın camların buğusundayım.

21 Eylül 2009 Pazartesi

Kusursuz


Seninle
yaşanan her mevsim bahar
ve sensiz yaşanmıyor hiçbir mevsim.

sana
gelmeyen bütün yollar kapalı
üst geçit, alt geçit, tünel.
sensiz karanlık her gece
çöreklenir üstüme, siner de siner

uzak
mesafeler kırıyor dallarımı
her ağaç meyvesiz
her fidan boynu bükük yokluğunda

her kelimem dilsiz
ellerim elsiz, ben sensiz
her yaprağım susuz ve her gecem uykusuz

sen kusursuz
ve sensiz ben; huzursuz...

yeşil bir nokta


Bir nokta
bir çizgi

ve sonra beliriyor gözlerin


ellerin, ayakların
ve yeşil, meşil tamamlanıyor resmin


elini tutuyorum

birlikte yürüdüğümüz yollar yeşil...

ayak izleri


Bazen
sözlerin isyana çağırıyor

oysa ben
sensizliğin tövbe kapısındayım artık.

bir daha mı?
Asla. boşuna bu kez davetin

aşkı, sevdayı katletmek için
sevgilim seninle kavga etmeyeceğim...

şüphe



Bahara aldanıp
yaman bir vurgun yemişsin diye

sen
dallarını teker teker öptüğüm erik ağacı

neden
hep eriklerin ekşiydi yaz boyunca?

kelimeler sahipsiz sen gidince


Gün gelir
yüreğini açtığına dilin susar, lâl olur.

aklından geçeni bile okuyan sevdiğin
ağzından çıkana sağır olur.

kâlp
içine attıkları ile, pimini çeker sevdanın

kanayacağını bile bile
tükenip, harap olur...

Unutsuz aşk


Unut emi
seni unutabileceğimi.

ne diyordu şarkılar
"ben seni unutmak için sevmedim"

ya sen beni?

cam'ların buğusuna



Aynada saklı yüzün.

buğusunu silsem göreceğim.
oradasın iki gözüm.

oradasın...

20 Eylül 2009 Pazar

Bir de...




Senin yüzünden

Suçlusu sensin bu sevdanın
Senin gözlerin, senin kaşların
bir de dudakların.

Senin yüzünden
Suçlusu sensin bu sevdanın
Senin ellerin , bir de ayakların...

19 Eylül 2009 Cumartesi

Pişi...



Bana beni pişir, içime sen katıp biraz...

sonra, seni bana pişir.
ben katıp içine biraz.


sonra, sen beni pişir yine.
azar azar, tadıma bakmadan

sonra, ben seni pişireyim.
usul usul, pişirirken yakmadan

sonra, biz bizi pişirelim.
ele güne hiç bakmadan.



18 Eylül 2009 Cuma

Takıntı


...Sözlerine takılıyorum

beni sevdiğini söylüyorsun.
bitiyor bütün takıntılarım.

gözlerine takılıyorum...

17 Eylül 2009 Perşembe

Başlarken


Aslında
çoktan başlamıştı herşey...

o yüzden
burdan başlamasının bir anlamı yok kelimelerimin.

ben kayıp bir şehirde
mahsur kalmış yolcu gibiyim.
o yüzden sessizdir çığlığım
duymasan da hiç bitip, tükenmez kelimelerim.